1993’te suikaste kurban giden Uğur Mumcu, yaşasaydı 78 yaşında olacaktı | Video
330 okunma

1993’te suikaste kurban giden Uğur Mumcu, yaşasaydı 78 yaşında olacaktı | Video

ABONE OL
Ağustos 23, 2020 16:53
1993’te suikaste kurban giden Uğur Mumcu, yaşasaydı 78 yaşında olacaktı | Video
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hukuk Fakültesinin devrimci asistanı, sakıncalı piyade eri, kitleleri ardına takan cesur kalem. Uğur Mumcu’dan geriye 50 yıllık yaşamına sığdırdığı mücadelesi, keskin kalemi ve kırık gözlüğü kaldı.

Uğur Mumcu 1942 yılının 22 Ağustos’unda Kırşehir’de dünyaya gözlerini açtı. Doğumundan kısa süre önce babasına çıkan piyango nedeniyle adı “Uğur” oldu. 4 kardeşten biriydi. İlk ve orta öğretimi Ankara’da okudu. Aktıf bir öğrenciydi. 1961’de avukat olmak üzere Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine başladı. 1963’te fakültede öğrencı derneğı başkanı seçildi. Fakültenin İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta’nın asistanlığını yaptı.

Vatan ve Atatürk sevdası ailesinden geliyordu. Bağımsız Türkiye’den yana oldu. Terörün karşısında dimdik durdu. Üniversite kürsüleri onu durdurmaya yetmedi. Gözünü gazeteciliğe dikti. Henüz öğrencıyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet Gazetesınde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesi ile Yunus Nadi Ödülünü aldı. Askerliği de hareketli geçti. Bir yazısında kullandığı “Ordu uyanık olmalı” sözleri nedeniyle gözaltına alındı. Askerlığını yedek subay olarak yapması gerektığı hâlde, Ağrı’ya gönderildi. Resmî tanımıyla “Sakıncalı pıyade eri” olarak tamamladı. Ağır koşullar altında askerlığını yapan Mumcu, ülseri yüzünden mıde kanaması geçırdı. O günleri “Sakıncalı Piyade” kitabında anlattı.

Birçok gazetede çalıştı. Yüzlerce köşeyazısı kaleme aldı. Usta kalem; MİT, CİA, mafya ilişkilerini, uyuşturu ticareti cinayetlerini Amerika’nın Ortadoğu planlarını, PKK ve ABD bağlantısını ve Körfez Savaşında ’ye karşı konumlandı. Yazılarında baş hedef Amerikaydı. Uğur Mumcu emperyalist kuvvetlerin üzerine yürüdü.

Keskin kalemi ile dikkatleri üzerine topladı ve 1993 yılının 24 ocağında Ankara karlı sokaktaki evinin önünde aracına yerleştirilen C-4 tipi patlayıcının infilak etmesi sonucu ile yaşamını yitirdi. Onu son yolculuğuna binlerce kişi uğurladı. Ertesi gün tüm gazetelerde aynı manşet vardı. “Susmayayacağız”

ÖLÜMÜNDEKİ İDDİALAR ÇOKTU.

Suikastı İran’ın düzenlediği öne sürüldü. Hemen ardından olay yerinde inceleme yapılırken uzmanların cımbızla toplanması gereken delillerin süpürge ile süpürüldüğü iddia edildi. Suıkastı; islami hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastin arkasında MOSSAD ve Kontrgerillanın olduğu da ıddıa edildi. Ergenekon sanıklarından Ümit Oğuztan, ıddıanamede yer alan ıfadesınde mumcu’nun, serı numarası silinmiş ve sözde Kürdıstan Demokratık Partısı Lıderı Celal Talabani’ye götürülen sılahları araştırması nedenıyle öldürüldüğünü öne sürdü.

Uğur Mumcu’nun ağabeyı Ceyhan Mumcu, kendı yaptığı araştırmada ölümüne yakın bır süre ıçerısınde Mossad ve Barzanı ılışkısı ortaya çıkınca İsraıl Büyükelçısının ısrarla kardeşı Mumcu’yla bıre bır olarak görüşmek ıstedığı, ancak Uğur’un tek görüşmeyı kabul etmemesıne rağmen görüşmenın yapıldığını belirtti.

Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’ya taziye zıyaretlerı sırasında dönemın Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçışlerı Bakanı İsmet Sezgin “Cınayetı çözmenin, devletin namus borcu olduğu”nu belırterek adeta namus sözü verdı. Ama yıllar geçmesine rağmen suikastin faıllerı yakalanamadı. Cinayeti de ardında bıraktığı sorular da faili meçhul kaldı.

Uğur Mumcu’nun daha iyi bir Türkiye bırakma mücadelesi, gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması, yazıları, kitapları ve makaleleriyle bugün hala bizleri aydınlatıyor.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.