Bahçeli: Fırsat karşımızda, öncelik HDP’lileri dokunulmazlığı olmalı
451 okunma

Bahçeli: Fırsat karşımızda, öncelik HDP’lileri dokunulmazlığı olmalı

ABONE OL
Temmuz 9, 2020 23:27
Bahçeli: Fırsat karşımızda, öncelik HDP’lileri dokunulmazlığı olmalı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

RADİKAL – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Artan terör saldırıları nedeniyle milletin kaygılı olduğunu, buhranlı bir dönemden geçildiğini söyleyen Devlet Bahçeli, Türkiye’nin uzunca bir süredir terörizmin açık ve canlı hedefi olduğunu bildirdi. Canlı bombaların şehirlerde kol gezdiğini belirten Devlet Bahçeli, bomba yüklü cinayet araçlarının ölüm ve dehşet saçtığını aktardı. Devlet Bahçeli 12 Eylül 2006’dan 19 Mart 2016 tarihleri arasında yaşanan terör saldırılarını anımsatarak, “20 Temmuz 2015’ten beri terör olaylarından dolayı 232 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 691’i de yaralanmıştır. Tablo dehşet vericidir. Yine bu tarihten itibaren 145’i polis, 227’si asker, 7’si de korucu olmak üzere 379 vatan evladı şehit olmuştur. Şehitlerimize ve hayatlarını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, halen tedavi altında bulunanlara şifa temenni ediyorum. En son Taksim’de yaşandığı gibi, ülkemizde bulundukları esnada terör saldırısından dolayı hayatlarını kaybeden yabancı turistlerin ülkelerine ve ailelerine taziyelerimi sunuyorum. Toplumsal asayiş ve emniyet alt üst olmuştur. Hiçbir yerde huzur kalmamıştır. Biz bu hallere nasıl düştük?” diye konuştu.

“ÖZLEMLER VUSLATA DÖNÜŞMEDİ, TÜRKİYE CENAZE EVİNE DÖNÜŞTÜ”

Çözüm sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Cudi’de çiçek toplanacak, Ağrı’da piknik yapılacak, Dicle ve Fırat’ın sularında korkusuzca serinlenecek, özlemler vuslata dönüşecek” dediğini hatırlatan Devlet Bahçeli şöyle konuştu, “Özlemler vuslata dönüşmedi, ama Türkiye adeta büyük bir cenaze evine dönüştü. Teröristler sınır dışına çıkıyordu. Biz çıkmazlar, bilakis ülkeye dolarlar, silah ve bomba yığarlar dediğimizde ağır şekilde eleştiriyorlardı. 2013 Nevruz’unda İmralı canisinin mesajlarını okutmuşlar, yeni Türkiye ve Ortadoğu masalını dinletmişler, silahın devreden çıktığını söylemişlerdi. Helalleşme olacak, barış ve çözüm doğacaktı. Biz, PKK ‘nın sözde çözüm ve barış sürecinde güçleneceğini, Türkiye’nin başına daha büyük belalar saracağını söylerken, Erdoğan MHP’ye kötü konuşuyordu. Çözüm süreci bu kıvam ve dozda giderse çok büyük siyasal, sosyal sorunlar doğuracak ve Türk milleti etnik temelli bölücüler tarafından tahrip edilecektir derken, AKP sözcüleri MHP’ye hücum ediyorlardı. Hâlbuki bastığımız zemin sağlamdı, içtiğimiz süt helaldi, sicilimiz ise tertemizdi; ancak bize çamur atanlar Türkiye’nin altından kayan zemini göremediler, görmek istemediler, samimi eleştirilerimize kulak tıkadılar.”

“RABBİMDEN NİYAZIM KÖRPECİK EVLADIMIZI ANNESİNE BAĞIŞLAMASI”

İstiklal’de meydana gelen canlı bomba saldırısında ağır yaralanan Asya bebeğe acil şifa dileyen Devlet Bahçeli konuşmasını şöyle devam etti: “Dün alınmayan tedbirler, 19 Mart’ta Taksim İstiklal Caddesi’nde ailesiyle birlikteyken ağır yaralanan Asya bebeğe fatura çıkarmış, pusetinin boş kalmasına yol açmış, bizleri de derin bir üzüntüye sevk etmiştir. Rabbim’den niyazım körpecik evladımızı annesine, babasına bağışlamasıdır. Dün gerçeklerden kaçınmanın bedeli, bugün canlı veya cansız bomba olmuştur. Dün terör örgütleriyle içli dışlı olmanın bugünkü sonucu şehadettir, hüsrandır, acı dolu haykırışlardır. İster PKK, ister IŞİD, ister DHKP-C olsun, bu kanlı çetelerin hepsi emperyalizmin güdümündedir, hepsi Türk düşmanlarının dümen suyundadır ve aynı pis yolun yolcularıdır. Ve de birbirlerinden esasta hiçbir farkları da yoktur. Kimin işine yarıyorlarsa, kimin projelerine uygun görülüyorlarsa onlar tarafından tutulan, kullanılan, yönetilen şerefsizlik, kalleşlik ve alçaklık numuneleridir.”

“TBMM’NİN ÖNCELİĞİ HDP’LİLERİN DOKUNULMAZLIĞINI KALDIRMAK OLMALIDIR”

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Brüksel’deki PKK çadırını muhataplarının yüzüne vurmasının takdir edilecek bir davranış olduğunu, Cumhurbaşkanının da bu çadırı eleştirdiğini anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti; “Terörist çadırları Türkiye’de kurulurken acaba Erdoğan ne yapıyor, niye mani olmuyordu? Hainler tarafından yollarda kimlik kontrolü uygulanırken, vergi adı altında haraç toplanırken, şehirlere hendekler kazılıp tüneller açılırken bu hükümet neredeydi, hangi komplonun içindeydi? Sözde terörist taziyelerine katılan, teröre yardım ve yataklık yapan, yöre halkımızı isyana teşvik eden HDP milletvekilleri hakkında hukukun devreye girmesini isteyip Meclis’te dokunulmazlıklarını kaldıralım dediğimizde; 506 fezlekeyi de görüşelim diyen bu Başbakan değil miydi? İşine gelince HDP’ye hakaretler yağdıran, işine gelmeyince de bu PKK yedeklerine siper olan AKP, aldatma ustası görülmeyecek midir? AKP-CHP’nin HDP muhafızlığı şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktadır. AKP’nin 506 fezlekeyi görüşerek bir kereliğine dokunulmazlığı kaldıralım teklifi, CHP’nin ise kürsü haricinde tüm dokunulmazlıkları kaldıralım ifadesi HDP’ye uzatılmış zeytin dalıdır ve bu millet affetmeyecektir. İşte fırsat karşımızdadır. TBMM’nin önceliği HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırmak olmalıdır. Milli vicdan bu sayede müsterih olabilecektir. Kim vatana ihanet etmişse, kim teröre destek çıkmışsa, el birliği edelim, omuz omuza verelim, bu siyasi bölücülerin dokunulmazlığını kaldırarak doğruca adalete yollayalım. Sayın Davutoğlu, hodri meydan diyorsun, ama asıl Türk milletinin çağrısını ve talebini görmezden, duymazdan geliyor, HDP’yi yanına alıyorsun. Bu doğru değildir, aynı zamanda meşru ve ahlaki görülemeyecektir. Sayın Başbakan, risklerden bahsediyor, olası krizleri hatırlatıyorsun. Yaşayacağımız kadar risk vardır, muhatap olacağımız kadar da kriz ortadadır. Bekleyecek, erteleyecek, gecikecek hal ve zaman kalmamıştır. Adalet yerini bulsun, katillere methiyeler düzenler cezalandırılsın diyorsanız, çözüm belli, çıkış önümüzdedir. Eğer AKP, HDP’nin müzakere tekliflerine sıcak yaklaşmıyor, eğer PKK’yla yeni ve henüz öğrenemediğimiz bir görüşme ve pazarlık trafiği planlamıyorsa dokunulmazlıkları derhal kaldırmak milli bir sorumluluktur. İstiyoruz ki hak yerini bulsun, adalet tecelli etsin.”

“DÜŞÜNEBİLYOR MUSUNUZ FENERBAHÇE-GALATASARAY MÜSABAKASI ERTELENMİŞTİR”

Türk milletinin terörle yaşamaya alışmayacağını vurgulayan Bahçeli şu ifadeleri kullandı; “Bugün canlı bombalar büyükşehirlerimize kadar gelebiliyorsa bunun arka planında geçmişteki ağır ihmaller zincirinin varlığı kuşku götürmez bir gerçektir. Yine büyükşehirlerimize bomba yüklü araçlar sokulabiliyor ve hunhar eylemler gerçekleştirilebiliyorsa kesinlikle ortada güvenlik ve istihbarat zafiyeti var demektir. Biz terörle mücadelede hükümetten desteğimizi esirgemeyeceğimizi samimiyetle açıkladık ve tutarlı bir şekilde de aynı tutumumuzu sürdürüyoruz. Ancak var olan gafletin hesabı sorulmayacak mıdır? Devletin istihbaratı ne işle meşguldür? Bunca kayıp ve hüsran verici olaydan sonra hiç mi bedel ödeyen olmayacaktır? Terör saldırıları sosyal hayatı mahvetmiştir. Vatandaşlarımız sokağa çıkarken kaygı içindedir. Türkiye ekonomisi terörden olumsuz etkilenmekte, ülkemizin itibar ve güvenirliği tartışılmaktadır. Düşünebiliyor musunuz, Galatarasay Fenerbahçe arasında geçtiğimiz Pazar günü oynanması gereken futbol müsabakası ertelenmiştir. Türkiye nereye gitmektedir? Öcalan ve Erdoğan’ın yeni Türkiye’si bu mudur?”

“TERÖRÜ YENİDEN TANIMLAMA DÜŞÜNCE VE HAZIRLIĞI TEMELSİZ VE İÇİ BOŞ BİR SÖYLEMDİR”

Türkiye’yi bölmek isteyen terörist kadar, bölünmeyi isteyen mihrakların da aynı suçun ortağı olduğunu kaydeden Bahçeli konuşmasının şöyle sürdürdü; “Katliamdan sabıkalı terör örgütüyle Türkiye’nin masada görüşeceği, konuşacağı, paylaşacağı hiçbir konu olmaz, olamaz. Terörden beslenen bir siyasal yapı ile ülkemizin geleceği üzerine hiçbir fikri veya siyasi paylaşım yapılmaz, yapılması hoş karşılanmaz. Terörün hedefi, birkaç vatandaşımızın hayatına kastetmekten öteye, saldırıdan çıkacak korkuyu kullanarak teslimiyetle neticelenecek siyasal sonuç elde etmektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terörü yeniden tanımlama düşünce ve hazırlığı temelsiz ve içi boş bir söylemdir. Terörist, terör denilen karmaşık ve kaotik yapının son ucundaki en çok ses getiren bir parçasıdır. Yalnızca terörist öldürerek sürdürülmek istenen mücadeleye “terörle mücadele” denilemeyecektir. Ya da teröristin taleplerini yasallaştırarak terör de önlenemeyecektir. Terörizmle mücadele teröristle mücadelenin üstünde ve onu da içine alan çok yönlü vizyon gerektirmektedir. Terörizmin hedef aldığı bütün milli unsurların tanımı ve teşhisi doğru yapılmadığı takdirde mücadeleden sonuç almak beyhude bir çırpınış olacaktır. Terörizme karşı bütün cepheleriyle analiz edilmeden yürütülecek siyaset başarısızlığa da mahkûmdur. Bölücü terörü lanetleyip, terörü besleyen bölücü fikirleri hoş görmek, terörizmi silah, bombadan ibaret zannederek ne olduğunu anlamamış olmak demektir.”

BAHÇELİ’DEN 8 MADDEDE TERÖRLE MÜCADELE ÖNERİSİ

Devlet Bahçeli terörle mücadelenin kalıcı ve köklü hamleler ile işe başlanması gerektiğini, MHP’nin önerdiği maddelerle bunun yapılabileceğini söyledi. Bahçeli’nin 8 maddede terörle mücadele önerisi; “Terörle mücadele, teröristle mücadele değildir. Önce olanı, olmuşu ve olacağı bütüncül ve derinlikli yorumlayan yüksekten ve analitik bakış demek olan “terörizmle mücadele vizyonu” geliştirilmelidir. İkinci aşamada yapılacakların tamamının kavrandığı ve unsurların tamamının vizyona göre yapılandırıldığı “terörle mücadele konsepti” oluşturulmalıdır. Üçüncü aşamada vizyondan beslenen, konseptten çıkartılan ve bütün milli güç unsurlarına sorumluluk seferber eden “terörle mücadele stratejisi” ortaya konulmalıdır. Dördüncü aşamada bu stratejinin başta hükümet olmak üzere ülkemizdeki resmi veya gayri resmi, özel veya tüzel bütün unsurlara görev yükleyen “terörle mücadele siyaseti” oluşturulmalıdır. Beşinci aşamada, terör üzerindeki ortak iradenin ve yükümlülüklerin belirlenmesi ve toplumun kazanılması için “terörle mücadelede kitle kazanma programı” devreye sokulmalıdır. Sorunun içten ve dıştan alabileceği bütün desteklerin kesilmesini sağlayacak kadar kapsamlı “diplomatik mücadele eylem planı” hazırlanmalı, eşgüdüm halinde icra edilmelidir. Teröristin mücadele şekil ve yöntemlerinin değişmesi süreçlerinde ön alarak ilgili güvenlik kuvvetlerini yeni şart ve durumlarla uyumlu olarak eğitecek, donatacak ve yönetecek “teröristle mücadele taktik eğitim ve icra programı” uygulanmalıdır. Yabancı ülkeleri teröriste destek vermekle suçlarken, hükümetin aynı mihraklarla yaptığı müzakerelerin kendi söylemlerimizi yalanlamıyor olması şarttır. Bu itibarla tutarlı bir “terörle mücadele tanıtım çalışmasına” ihtiyaç vardır.”

“MHP ÜZERİNE NE DÜŞÜYORSA SEVE SEVE YAPACAKTIR”

Terörizmle mücadele ederken, bölgesel ve küresel çapta faaliyet içinde olan ülkelerinin de bir özeleştiri süzgecinden geçmesinin, çifte standartlardan şiddetle kaçınması gerektiğini kaydeden Bahçeli şöyle devam etti; “Şunu kararlı ve açık yüreklilikle söylemek isterim ki, Türk milleti teröre yenilmeyecek, terörizm illetine teslim olmayacaktır. TBMM’de sayısal çoğunluğu olan AKP hükümeti, milli refleks ve hassasiyetleri gözettiği sürece, tarih ve coğrafyamızın yüklediği görevi özümsediği müddetçe, Milliyetçi Hareket Partisi üzerine ne düşüyorsa seve seve yerine getirecektir. Kimden ve nereden kaynaklanırsa kaynaklansın; bölücü terörü himaye eden, terörizme destek veren, şımartan, teşvik eden, kışkırtan ve işbirliği içinde olan çevreler Türkiye’nin boyun eğdiğini göremeyeceklerdir. Biz milli bekamızı ilgilendiren bu konuyu siyaset üstü değerlendiriyor, böyle bakıyoruz. Terörizm ya bitecek ya bitecektir; bunun başka bir yolu yoktur, kalmamıştır. Canlı bomba imalathaneleri, terörist kampları, uyuyan veya uyanık hücre evleri, fitne mahfilleri, ihanet yuvaları alçakların başına yıkılmalı, toptan imha edilmelidir.” (Nursima KESKİN/ANKARA/DHA)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.