Tatil sonrası sendromundan   kurtulmanın yolları
220 okunma

Tatil sonrası sendromundan kurtulmanın yolları

Uzun bir bayram tatilinin ardından, ofislere geri dönüldü. Peki, çalışanlar deniz, kum ve güneşi bırakıp ofiste bekleyen onlarca mailin içerisinde kaybolmaya hazır mı? Tatil dönüşlerinde ortaya çıkan depresif duygu durumunun, kişinin hem iş hem de özel hayatını olumsuz yönde etkileyebileceğini belirten Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, özellikle stresli iş ortamında çalışanların tatil sonrası sendromu yaşayabileceklerinin altını çiziyor.

ABONE OL
Temmuz 21, 2022 12:12
Tatil sonrası sendromundan   kurtulmanın yolları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

20.07.2022, Istanbul

 

Tatil dönüşü sendromu, kişinin tatil sonrası günlük rutinin monotonluğuna ve stresli iş ortamına dönmesi ile hissettiği gerginlik, yorgunluk, odaklanma güçlüğü ve motivasyon kaybı belirtileri ile kendini gösterir.

 

Tatilin son günlerine yaklaşırken biteceği düşüncesi, yoğun kaygı hissetmeye sebep olabileceği gibi, uyku düzeni ya da yeme davranışı problemlerini de tetikleyebilir. Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, bu süreci en az hasarla atlatmak adına, birtakım önerilerde bulundu.

 

Uzun tatil dönüşlerinde evde en az 1 gün geçirin

Tatile çıkmadan önce, işleri olabildiğince tamamlamak ve tatil sonrasına iş bırakmamak konusunda hassas davranılması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, şunları ekliyor: “Bütün sene kurulan hayallerin tatile gidildiğinde sona erdiği düşüncesi, eve dönünce bavul boşaltma, temizlik yapma ve biriken işleri tamamlama gibi görevler ile bir araya geldiğinde, gerginliği yönetmek çok daha zor bir hal alabilir. Bu nedenle, uzun tatil dönüşlerinde işe başlamadan en az 1 gün evde vakit geçirmek ve ev düzenini sağlamak oldukça önemlidir.”

 

Tatilden beklentileri gerçekçi tutmak gerek

“Çok eğleneceğim” ya da “Çok dinleyeceğim” beklentisine girmek, özellikle başka tatil fırsatı olmayanlar için hüsranla sonuçlanabilir. Tatile dair beklentileri olabildiğince gerçekçi tutmak gerektiğinin altını çizen Bayraktar, “Mümkünse, kısa da olsa farklı tatil planları yapmak ve iş hayatının günlük rutini içinde kendine zaman ayırmak da, genel duygu durumunu olumlu yönde etkiler. Bu, kişinin tatile olması gerektiğinden fazla anlam yüklenmesini engelleyerek tatil sonrası sendromunun belirtilerini azaltır” açıklamasında bulundu.

 

Şirket yetkililerine de görevler düşüyor

İş yerindeki huzur arttıkça tatil sonrası sendrom riskinin azalacağını belirten Bayraktar, daha verimli olması ve motivasyonlarının düşümemesi adına, çalışanlara taşıyacaklarından fazla iş yükü verilmemesi, ofis içi sosyal etkinliklerin arttırılması ve çalışanların birbiriyle etkin iletişim kurması gerekliliğinin altını çizdi.

 

 

Feyza Bayraktar hakkında:

 

1980, Adapazarı doğumlu Feyza Bayraktar, Koç Özel Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde tamamladı. New York Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji Bölümü’nde yüksek lisans çalışması yapan Bayraktar, aynı zamanda Kadın Ruh Sağlığı ve Yeme Bozuklukları alanlarında araştırma görevlisi olarak çalıştı. New Orleans’da meydana gelen kasırga üzerine, bölgede yaşayan kişilere psikolojik destek veren başarılı isim, özellikle kadın ruh sağlığı ve yeme bozuklukları alanında birçok klinikte psikolojik danışmanlık hizmeti verdi. Princeton Üniversitesi Sağlık Merkezi’nin klinik eğitim programına kabul edilip doktora eğitimine başlamadan, bu klinik eğitimi almaya hak kazanan ilk kişi oldu ve hemen ardından doktora çalışması için kognisyon, algı, özellikle de beden algısı konuları üzerine yoğunlaştı.

 

Kognitif ve davranış terapileri ile ilgilenen ve bu alanda birçok uluslararası eğitime katılan Bayraktar, yeme bozuklukları alanındaki çalışmalarıyla tanınan, alandaki en saygın isimlerden Prof. Dr. Christopher Fairburn’un referansı ile Oxford Üniversitesi Psikiyatri Bölümü tarafından verilen bireye özel biçimlendirilmiş, bilişsel davranışçı terapi eğitimini almaya hak kazandı ve dünyada, bu eğitimi alan ilk uzmanlardan biri oldu. ABD’de, Walden Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programını da duygu yönetme becerileri ve yeme bozuklukları üzerine yazdığı tez ile tamamlayan Bayraktar, ABD’de Yale Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde yeme bozuklukları ve obezite psikolojisi alanında lider olarak tanımlanan bilim insanları ile çalıştı. Böylece, ismi yeme bozuklukları ve obezite psikolojisi alanında uluslararası eğitimciler listesindeki yerini aldı.

 

International Association of Eating Disorders Professionals Foundation tarafından belirlenen Yeme Bozuklukları Uzmanlığı Sertifikasyon kriterlerini karşılayarak yeme bozuklukları uzmanı (Certified Eating Disorders Specialist-CEDS) unvanını alan Bayraktar, aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yapmaktadır. Ayrıca, sağlıklı yaşamın içselleştirilmesi ve sürdürülebilmesi, kadının iş hayatındaki varlığının korunması ve yükselişinin devam ettirilebilmesi, stres yönetimi ve psikolojik sağlamlık gibi konular başta olmak üzere, birçok farklı alanda eğitim ve seminerler düzenlemektedir.

 

 

Yayın ve basın organlarında zaman zaman yer alan Feyza Bayraktar, 2014-2015 yayın döneminde, 24TV’de, psikolojik problemleri ele alan “Ne Yapmalı?” adlı bir program yapmıştır. Aynı zamanda, 2011- 2016 yılları arasında faaliyet gösteren Yeme Bozuklukları Destek Derneği’nin kurucusu olup bu süre içinde derneğin başkanlığını yapmıştır. 1994 yılında, 14 yaşındayken yayınlanan; “Karanlıkta Doğan Güneş” adlı bir romanı ve 2011 senesinde Doğan Kitap aracılığıyla yayınlanan “Yemek ya da Yememek” adlı bir kitabı vardır.

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.