‘Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak adlandırdığı Selimiye Camisi’, zamanı aşan mimarisi ve görkemiyle Edirne’nin siluetini süsleyen bir inci gibi parlıyor. UNESCO’nun 2011’de kültürel miras listesine almasıyla dünya çapında daha da tanınan bu eşsiz yapı, Türk-İslam mimarisinin zirvesini temsil ediyor. Sekiz sütuna dayalı kasnak tekniğiyle inşa edilen cami, tek bir kubbe altında bulunan muazzam bir sanat eseri olarak öne çıkıyor. Camide 85 metrelik minareler, hünkar mahfili, mermer minber ve her yere donatılmış çiniler yer alıyor.
Kente gelenlerin önce küçük bir cami olarak gördüğü Selimiye, yaklaşıldıkça büyüklüğü ve ihtişamıyla gözleri kamaştırıyor. Osmanlı Sultanı II. Selim’in emriyle yapılan yapı, Mimar Sinan’ın ustalığının doruğunu temsil ediyor. 1569 yılında temeli atılan ve 6 yıl süren yapım aşamasının ardından 1575’te ibadete açılan Selimiye Camisi, sadece bir ibadet alanı değil, aynı zamanda insanlığın mimari mirasına değerli bir katkı olarak öne çıkıyor.
Selimiye Camisi, Mimar Sinan’ın ustalığı ve detaylara verdiği önemle dikkat çekiyor. Her yönüyle büyük beğeni toplayan cami, yapısında kullanılan doğal oranlar, akustik hesaplamaları, süslemeleri ve işçiliği ile hayranlık uyandırıyor. Caminin en büyük özelliklerinden biri olan iskelet sistemi, kubbe yükünü dağıtarak yapıya dayanıklılık kazandırıyor.
Selimiye Camisi, tarihi boyunca birçok restorasyon geçirmiştir. Son restorasyon 1980 yılında yapılmış olup, 2021’de yeni bir restorasyon sürecine girmiştir. Yapının yapısal sorunları ve eksikliklerinin giderilmesi için başlatılan bu restorasyon çalışmaları, Türk restorasyonunun dünya sıralamasındaki önemli yerini bir kez daha göstermektedir. Selimiye’nin geleceği için yapılan restorasyonun, yapının bir 100 yıl daha ayakta kalmasını sağlayacağı düşünülmektedir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.