“gMETAL” Projesiyle Yer Çekimsiz Ortamda Yanma Deneyleri Yapılıyor

TÜBİTAK MAM’dan Prof. Dr. İskender Gökalp tarafından Yürütülen Proje

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nden (TÜBİTAK MAM) Prof. Dr. İskender Gökalp liderliğindeki “gMETAL” projesi, yer çekimsiz ortamda yanma deneylerini incelemek için çalışmalarını sürdürüyor. Proje, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) gerçekleştirdiği deneylerle ilgili verileri kullanarak bu alanda yeni araştırmalar yapmayı hedefliyor.

Yanma Deneylerinin Önemi ve Amacı

Proje yöneticisi İskender Gökalp, yanma deneylerinin ön hazırlığını yapmak amacıyla “gMETAL” projesini geliştirdiklerini belirtiyor. Yer çekimsiz ortamda yanma durumunun yer çekimine sahip bir dünyada gerçekleştirilmesinin zor olduğunu vurgulayan Gökalp, katı yakıtlı roket motorlarında yer çekiminin etkisiyle oluşan çökelme durumunun bu tür deneylere engel olduğunu söylüyor. Bu nedenle, yer çekimsiz veya düşük yer çekimi ortamında katı parçacıkların karışımını inceliyorlar. Bu çalışmalar sayesinde katı yakıtlı motorları daha etkili hale getirebilecek iyileştirmeler yapmayı hedefliyorlar. Ayrıca, Mars veya Ay gibi gezegenlere ulaşmak için daha az yakıt kullanmanın ve itki gücünü artırmanın yollarını araştırıyorlar.

Yanma Deneylerinin Geri Dönüştürülebilir Yakıt Üretimine Katkısı

İskender Gökalp, “gMETAL” projesinin yanma deneylerinin yanı sıra geri dönüştürülebilir yakıt üretimine de katkı sağladığını belirtiyor. Fosil yakıt kullanımının karbondioksit salınımına yol açarak küresel ısınmaya neden olduğunu ifade eden Gökalp, demir ve oksijenin birleşerek yanması sonucunda ortaya çıkan demir oksidin geri dönüştürülebileceğini ve tekrar demir cevherine dönüştürülebileceğini söylüyor. Bu döngüsel ekonominin, karbondioksit salmadan ısı ve enerji üretme konusunda en güzel örneklerden biri olduğunu vurguluyor.

Yanma Deneylerinin Yeryüzünde Gerçekleştirilmesi

İskender Gökalp, “gMETAL” projesinin yanma deneylerinin sadece uzayda değil, yeryüzünde de gerçekleştirilebileceğini belirtiyor. Yer çekimsiz ortam oluşturmanın iki yolundan bahsediyor. Birincisi parabolik uçan uçaklar. Bu uçaklar, parabolik bir yol izleyerek kısa süreliğine yer çekimini azaltabiliyor ve içerisinde laboratuvar olarak kullanılabiliyor. İkinci yol ise asansör yöntemi. Asansör düştüğünde kısa süreliğine yer çekimsiz bir ortam oluşabiliyor. Bu amaçla serbest düşüş kuleleri kullanılıyor. Türkiye’nin inşaat sektörünün güçlü olması nedeniyle bu tür kulelerin rahatlıkla kurulabileceğini söylüyor. Bu sayede gençlerin uzay çalışmalarına daha hızlı dahil olabileceğini ve beyin göçünün engellenebileceğini ifade ediyor.

İskender Gökalp, “gMETAL” projesinin önemi ve gençleri heveslendirerek beyin göçünü engelleme potansiyeli hakkında konuşarak, bu tür çalışmaların yurt içinde yapılabilmesinin önemini vurguluyor.